Hatay, Antakya, Defne, Samandağ, Arsuz Radyosu Dinle

Çalışkan: Kadın kim olursa olsun; aynı değere sahip olmalı…

Saadet Partisi GİK üyesi Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, “Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’a, Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu’na, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener  ve Temel Karamollaoğlu’nun eşine karşı yapılan çirkinlikler karşısında tepki göstermeyenlerin, bugün işin ucu Erdoğan ailesine dokununca gösterdikleri tepki; değersizdir, göze girme gayretidir, riyakârlıktır.” açıklamasında bulundu.

Kadın kim olursa olsun; aynı değere sahip olmalı…

Sosyal Medya’ya “ayar verme” sürecini başlatan İktidar noktasında konuşan, Saadet Partisi GİK üyesi, Parti’nin Hatay siyasetindeki önemli ismi Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, “Siz, insanları eleştirir ve medyada da konuşturmazsanız, bastırılan sessiz çoğunluklar, saldırma fırsatı yakalayınca çirkinleşebilirler” dedi.

Berat-Esra Albayrak çiftinin dünyaya gelen yeni çocukları için sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen hakaret içerikli yazı ve paylaşımlar için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sert çıkışı ardından başlayan tartışmaların geldiği aşama için konuşan Çalışkan, yaşananları ara başlıklar halinde şöyle sıraladı.

-KINIYORUZ-

Malum olduğu üzere, Berat-Esra Albayrak çiftinin 4. çocuğu Hamza Salih dünyaya geldi. Olay üzerine, sosyal medya ortamında birtakım çirkin ifadeler yer aldı. Kendini bilmez bazı zevat, sosyal medya ortamının verdiği kontrolsüz ortamın rahatlığı ve sorumsuzluğu ile hakaretler içeren mesajlar paylaştı. Böyle bir olayı tasvip etmemiz mümkün değil. Sert bir şekilde kınıyor ve ilgili kişilerin cezalandırılması gerektiğini ifade etmek istiyoruz.

Olay ortaya çıkınca, Sayın Cumhurbaşkanı, beklendiği üzere sert bir şekilde tepkisini ortaya koydu ve söylenebilecek her şeyi en üst perdeden ifade etti.

-YASAKÇI!-

Burada gösterilen sert karşılık, ahlaksızlığın hak ettiği bir sonuçtur. Ancak, içeriğine karşı birkaç hususla dikkatleri çekmek gerekir. Zira yasakçı bir zihniyetin izlerini taşıyan, biraz da duygusal bir refleksle ortaya konan yasakçı yaklaşımı kabul etmemiz mümkün görünmemektedir. Her şeyi kapatarak, daha ahlaklı ve iyi bir toplum ortaya çıkarılamaz. Bu sefer insanlar, illegal yollarla bu tarz sosyal ağlara ulaşmaya çalışırlar, ki bu da daha kötü sonuçlara neden olabilir. Kapatmak ve yasaklamak yerine, sağlıklı bir eğitim ve iletişimle bu tip reaksiyonlar en aza indirilebilir.

-YAĞCILIK!-

Herkes biliyor ki, bu tarz paylaşımlar ve söylemler ilk kez yapılmıyor. Bundan önce; Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’a, Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu’na, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e, hatta Karamollaoğlu’nun eşine karşı yapılan çirkinlikler karşısında tepki göstermeyenlerin, bugün işin ucu Erdoğan ailesine dokununca gösterdikleri tepki; değersizdir, göze girme gayretidir, riyakârlıktır. Makam sahiplerinin, bu ortamdaki samimiyetsiz, yüzeysel göze girmek için attıkları tweetler, buram buram yağcılık kokuyor.

-BİN YAŞASIN!-

Siyasi görüşünüz ne olursa olsun, keşke, insanlık adına, Kemal Kılıçdaroğlu’na yumruk yediğinde de sahip çıksaydınız. Meral Akşener’in evine saldırı olduğunda da konuşsaydınız. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyeni, gün gelir yılan sokar.

Haksızlık karşısında, ideolojik veya herhangi bir siyasi tavır farkı gözetmeksizin hakkı gözetmek esas erdemli davranıştır.

Kadın kim olursa olsun; inancı, ideolojisi, mezhebi, meşrebi ne olursa olsun aynı değere sahip olmalıdır. Ahlakın kriterlerinin, tek bir kişinin iki dudağının arasından çıkması da sorundur. Yani bugün Albayrak Ailesine yapılan saldırı, Cumhurbaşkanı ile bağlantısından dolayı tepkiye maruz kalmıştır. Başka birisi olsaydı, belki de alkışlanacaktı.

-BASTIRILANLAR!-

Burada dikkat çeken bir başka husus da şu… İnsanlar, tahrik edilince böyle bir durum ortaya çıkıyor. Yani toplumsal rahatsızlık, kendini bir şekilde ortaya koyar. Siz insanları eleştirir ve medyada da konuşturmazsanız, bastırılan sessiz çoğunluklar, saldırma fırsatı yakalayınca çirkinleşebilirler.

Çok seslilik ve çoğulculuğun olmadığı bir ortamda, böyle merdiven altı denilebilecek rijit tavırlar da ortaya çıkabiliyor. Bu durumun ciddi bir şekilde, bu açıdan da ele alınması gerekiyor.

-DİNDAR NESİL!-

Dindar nesil hedefi ile çıkılan yolda, değer tanımayan bir nesile ulaşılmış olması da bir başka başarısızlık olarak karşımızda duruyor. Zira Ak Parti’nin 20 yıllık birikiminin ürünü olarak, bugünkü nesil ile karşı karşıyayız.

-ÖZETLE!-

Tüm yanlışlarına rağmen, sosyal medyanın güçlü olduğunu ve diğer mecralar gibi talimatla hareket etmediğini görünce kapatma gayretinde olmak, doğru bir tavır değildir. Demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi ve katılımcı bir yönetim tarzının, herkesin kendisini ifade etmesini sağlayacağı unutulmamalıdır.